Gelelim Osman Hamdi Bey'in meşhur yapıtı "Kaplumbağa Terbiyecisi"ne...
Birinci versiyondan başlayalım ve ayrıntılara bakalım.
Etekleri işlemeli kırmızı kıyafetli sakallı adam (derviş), ellerini kalça hizasından arkaya alarak ney tutmakta. Belini hafiften öne doğru kırmış, başı önüne bakıyor. Bu, adama olgun fakat aynı zamanda yorgun bir görüntü vermiş.
Başına gelişigüzel sardığı yemenisinin üzerine dervişlerin kullandığı arakiye adlı başlığı takan figürün sırtında (pek çok yorumcuya göre) nakkare ya da kudüm adlı verilen bir çeşit davul asılı.
Nekkare Mevlevî musikisinin temel enstrümanlarından birisidir. Ney ise Mevlânâ'nın Mesnevî'nin başında bahsedecek denli önemsediği bir müzik aletidir: "Dinle ki, neyden şikayet ediyor; ayrılıkları hikaye ediyor..." Ney huzurdur, sabırdır...
Zeminde ise toplamda beş kaplumbağa görüyoruz. Yeşil yaprakları yiyen bu kaplumbağalar, derviş tarafından eğitilmektedir.
Kaplumbağlarla ilgili rivayet ise şöyle; Lâle Devri'nde açık havada yapılan eğlencelerde kaplumbağaların sırtlarına mumlar dikilir ve bunlar bahçede gezinmeye bırakılırmış. Bu manzara da saray erkanının hoşuna gidermiş..