Polonya asıllı ressam Malevich, adını kendi koyduğu süprematizm akımının kurucusudur. Süprematizm, geometrik soyutlama temeline dayanan, sanatı bir objeye bağlı kalmaktan kurtarmaya çalışan, geometrik biçimlerle ifade eden anlayıştır. Malevich, Kiev’de doğdu. Çocukluğu Ukrayna’nın şeker pancarı tarlalarında geçti, babası şeker fabrikasında yöneticiydi. Köyde geçen çocukluk hayatında, başka bir resim görmediği için köyde gördüğü resimleri taklit etti. 25 yaşındayken, babasının vefatından sonra Moskoya’ya taşındı. Moskoya’da resim eğitimi aldı. Yaptığı resimlerle, avangart karma sergilerde yer aldı. 1915 yılında Süprematizm tekniğini geliştirdi, sadece resimlerinde değil, sanata olan bu farklı bakışı kitaplarda da anlattı. Rusya’daki devrimden sonra, devlet adına resim sanatı için çalıştı, akademilerde öğretmenlik yaptı. 1927’de Berlin, Münich gibi şehirlere yaptığı ziyaretlerde, Süprematizm akımını tanıttı ve Avrupa’da ünlü oldu. Lenin’in ardından gelen Stalin yönetimi ile, Rusya’da sanatı tepki gördü, hatta Süprematizm akımından eserler üretmesi yasaklandı. Devlet için bu sanat, sadece sanatı ön planda tutan ve topluma bir şey katmayan bir sanattı. Malevich, 57 yaşındayken, Leningrad’da kanser sebebiyle vefat etti. Vefatından 2 yıl önce yaptığı otoportresi, Süprematizm dokunuşlarını biraz hafiflettiği, yüzünü her zamanki gibi beyaz bir boşluk olarak bırakmayıp, tamamladığı resimlerinden biridir. Belki de Malevich, yaklaşan ölümünü hissedip, gelecek kuşaklara bir fotoğrafını bırakmak istemişti.
Sanatçılar, soyut sanat, sanat tarihi, da vinci codes, karakalem, çizim, portre, yağlı boya, sa